2019-2020 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ

Her yıl değişen eğitim sistemi bu yıl da şaşırtmadı ve 2019-2020 sürecinde yürürlüğe girecek olan bol tatilli eğitim sisteminin duyurusu nihayet yapıldı.

Hande Büşra Koca

Her yıl değişen eğitim sistemi bu yıl da şaşırtmadı ve 2019-2020 sürecinde yürürlüğe girecek olan bol tatilli eğitim sisteminin duyurusu nihayet yapıldı. Bu eğitim sisteminde ilk olarak ders sayıları azalıyor ve 9. Sınıfta 15-16 olan ders sayısının kimi internet sitelerinde 8’e, kimi internet sitelerinde 9’a düşeceği, 10.11. sınıflarda bu sayının daha da azalacağı ve nihayet 12. Sınıfta 7’ye düşeceği
konuşuluyor.

Her sitede farklı bir açıklama yer aldığı için “ders sayıları azalıyor” başlığı altında kalem reklamları dönüyor. Ancak Bakanlık 12. Sınıflar için yapacağı detay planlamayı daha sonra açıklayacağını söylüyor. Bir diğer değişiklik ise 13 hafta olan yaz tatilinin 11 hafta düşürülmesi ve yaz tatilinden alınan 2 haftanın Nisan ve Kasım aylarında birer haftalık ara tatil olarak verilecek olması. Yeni modele göre artık okullar bir hafta erken açılacak, bir hafta daha geç kapanacak; ancak bu durum toplam tatil süresini kısaltmayacakmış. Bu reform ile çocukların okuldan tamamen uzaklaşmalarının önüne geçilmesi planlanıyormuş. Detayları bilmiyoruz. Daha sonra açıklanacakmış. Herhangi bir yenilik karşısında her zaman olduğu gibi bu konuda da ilk önce ananeme danışma hissiyle doldum taştım ve derhal Türk Dil Kurumu’na tıkladım.

Türk Dil Kurumu’nun resmi sitesinde eğitim sözcüğü için yapılan genel açıklama ise şöyle; “Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye.” Öncelikle Türk Dil Kurumu tarafından; eğitimin çocuklar ve gençlere özgülendiğini görüyoruz. Ancak
psikologlar karakter gelişiminin ortalama 33 yılda tamamlandığını kabul ediyor. Acaba eğitim reformlarında 0-18 yaş arasını düzenlemek sahiden yeterli mi? Bunu buraya şerh olarak düşelim, kapsamı biraz daralttığımızı farzedelim yahut şimdilik elimizden ancak bu kadarı geliyor diyerek devam edelim.

Gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmeleri, kişiliklerini geliştirmeleri için eğitimi planlanan gruba okul içinde veya dışında doğrudan yahut dolaylı yardım etme şeklinde tanımlanan bu kelimenin yegane amacının; ilgili grubun toplum yaşayışındaki yerlerini almalarını sağlamak olduğunu anlıyoruz. Nihai amacı toplumda misyon sahibi bireyler yetiştirmek olan bir faaliyetin toplumdan bağımsız olarak yürütülebileceğini düşünebilir miyiz? Elbette hayır. Tam bu noktada yürürlüğe giren bol ara tatilli sistemin bu anlayışa uygun olduğunu söylemek mümkün. Şöyle ki; eğitim-öğretim döneminde toplum hayatından tamamen soyutlanan çocuklarımızın/gençlerimizin sık sık ara sıra tatile çıkacak
olmasının toplumla irtibatlarının da sürekli hale gelmesine hizmet edeceği aşikar.

Yeterli bir değişiklik olup olmadığı hususu tartışmaya açık olmakla birlikte son yıllarda istihdam süreçlerinde yürütülen insan kaynakları stratejileri de gösteriyor ki; yalnızca teknik yahut akademik beceri ölçümlü eleme yöntemleri giderek etkisini yitiriyor. Bu da yetkinlik bazlı ölçme ve değerlendirmelerin yerini çok yönlü ve daha kapsamlı değerlendirme yöntemlerine bırakması demek. Çalışanlar için yapılan bağlılık anketlerinde de iş gücü planlaması için öngörülen misyon ve amaçların değişikliğe uğradığı, insanların artık sigortalı bir işte çalışmakla yetinmek istemediği, işe dahil olmak, yapılan işte değerli olmak, yapılan işe değer katmak, iş ve özel hayatı dengede tutmak vb. ihtiyaçların harika bir işe sahip
olunduğunda talep edilebilen lüks talepler olmadığı, iş seçimlerinde doğal bir ihtiyaç olarak ortaya çıktığı gözlemlendi.

Hatta sırf bu değerlendirmeleri yapan, büyük ölçekli şirketlerden portföy toplayarak uygun pozisyona uygun çalışan profili arayan, butik İnsan Kaynakları firmaları kuruldu. Bu doğrultuda pek çok firma istihdam süreçlerine yarı zamanlı çalışma düzenini dahil ederek halihazırda üniversite eğitimini tamamlamayan gençleri de çalışma hayatına dahil etti. Bunun için düzenlenen oryantasyonlar ile de genç yaşta çalışmaya başlayan bireylere tercihleri doğrultusunda uzmanlık
kazandırılmaya çalışılıyor. Çalışma hayatındaki bu aksiyonlar, nihayet Bakanlığı da harekete geçirmiş olacak ki, mezun olduktan sonra pişmiş tavuğun başına gelenler çocuklarımızın başına gelmesin diye bu yeni sistemin duyurusu yapıldı.

Peki nasıl olacak?

24.06.2019 tarihli resmi duyuruda yer alan bir diğer konu da uyum eğitimi. “İlgili maddede; okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul ve imam hatip ortaokullarının 5 inci sınıf öğrencileri, ortaöğretim kurumlarında eğitim ve öğretime başlayacak olan hazırlık sınıfı ve 9 uncu sınıf öğrencileri ile pansiyonda kalacak öğrencilerin; eğitim görecekleri okul hakkında bilgilendirilmesi, akademik ve mesleki gelişimlerinin desteklenmesi, öğrencilere yeni girdikleri eğitim ortamına kısa sürede uyum sağlamalarına katkıda bulunmak amacıyla 05-06 Eylül 2019 tarihlerinde uyum eğitimi düzenleneceği” açıkça belirtilmiş. Bununla birlikte detayların kapsamlı bir “öğretmen eğitimi” gerçekleştirildikten sonra açıklanacağının da üzerinde duruluyor. Bu biraz ümit vaadetmiyor dersek yalan olur. Tabi bu eğitim, imza toplanan ve 6 ay içerisinde 18 konu yetiştireceksiniz minvalinde yürütülen balon eğitimlerden oluşmayacaksa. Fakat bu az evvel bahsettiğimiz üzere, Türk Dil Kurumu’nun yalnızca çocuklar ve gençlere özgülediği eğitim anlayışını da biraz genişletiyor sanki ne dersiniz? Sürekli sistemin değişmesinin gençleri ve çocukları yalnızca mental olarak değil ruhsal olarak da  boğduğunu artık hepimiz biliyor ve görüyoruz. Hatta son yaşanan seçim sürecinde ne kadar aktif rol alabildiklerini canlı canlı tecrübe ettik. Gerçi bunun arkasına sığınarak önce devleti, sonra ailesini suçlayıp tembelliğinin kefaretini başkalarına çıkaranların sayısı da hayli fazla. Biz böyle değildik ayol, sınav var derlerdi girerdik, çıkardık,nereye tutuyorsa puanımız onu okurduk dediğinizi duyar gibiyim sevgili büyüklerim.

Artık öyle değil ve maalesef yeryüzünde dünyanın bütün güzelliklerini hakeden
yegane varlığımız çocuklar. Bu yüzden artık en çok onları hoş tutmak zorundasınız. Ufacık br açılım bile koca bir nesli kurtarabiliyor. Yine de sıkça yaşanan değişiklikler özellikle Boğa burcu ve değişim karşısında kalkanlarını kuşanan gençlerimiz için pek de tatlı gözükmüyor. Ara tatil konusuna gelince. Tatil herkes için her yaşta mükemmel bir şey. Sorumlulukların bir kenara bırakıldığı ufak tatillerin iş hayatında pek çok kez hayat kurtardığına şahit oldum. Kimi zaman sorumluluk almak istemeyen birinin silahı, kimi zaman lağvedilecek bir makamın can simidi olan tatiller için gençlerin olumsuz tepki vereceğini düşünmüyorum. Detaylar bilahare açıklanacağından, şimdilik globalleşen dünyanın istihdam anlayışına uygun planlanacağını umduğumuz yeni eğitim sisteminin detaylarını heyecanla bekliyoruz.

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar