Gökhan Dağıstanlı’nın ikinci kitabı 'Kimsesiz Şarkılar' raflarda yerini aldı!

Kafa Dergisi yazarı Gökhan Dağıstanlı’nın ikinci kitabı Kimsesiz Şarkılar, raflardaki yerini aldı.

Gökhan Dağıstanlı’nın ikinci kitabı 'Kimsesiz Şarkılar' raflarda yerini aldı!

Gökhan Dağıstanlı’nın ikinci kitabı Kimsesiz Şarkılar, raflardaki yerini aldı.
Kafa Dergisi yazarı Gökhan Dağıstanlı’nın 2017 yılında yayınlanan ve binlerce okurla buluşan ilk kitabı ‘Kimsesiz Mektuplar’dan sonra İnkılap Kitabevi’nden çıkan yeni kitabı ‘Kimsesiz Şarkılar’, raflardaki yerini aldı. 

Okuyucuları yolu şarkılardan geçen tanıdık bir dünyaya davet ediyor!

Kimsesiz Şarkılar, hepimizin bildiği 7 tane şarkı için yazılmış hikayelerden oluşuyor. Yazar, kitabında şarkıların gerçek hikayelerine bağlı kalmak yerine, şarkıyı dinlediğinde zihninde canlanan hikayeleri, anıları kaleme alıyor ve bu yeni kitabıyla okuyucularını yolu şarkılardan geçen tanıdık bir dünyaya davet ediyor.  

"Binlerce şarkının refakatinde geçti güzelim yıllarımız. Kimi zaman kolumuzdan tuttular, kimi zaman sırtımızı okşadılar. Bazen yerden kaldırdılar bazen yere vurdular. Şarkıyı yazan ne yaşadı ne düşündü bilemeyiz ama dinlediğimiz her şarkı kafamızda bize dair bir resim çizmiştir." sözleriyle kitabının çıkış fikrini açıklayan Dağıstanlı, yeni kitabı için, “Yeni sevgilinin coşkusunu, yürüyen ilişkinin kuşkusunu, biten bir aşkın hüznünü, yitirdiklerimizin kederini, kızdıklarımızın öfkesini bulduk şarkılarda. Hep kendimize benzettik duyduklarımızı. Kendi hayatlarımıza yorduk. Kalbimize serip duygularımızın izdüşümleriyle çakıştırdık. Uykularımıza gardiyan, uykusuzluklarımıza yoldaş yaptık. İşte bu “Kimsesiz Şarkılar” kitabımın satırları da yüreğime dokunmuş şarkıların bendeki yansımalarıdır. Gerçek hikâyelerinin farklı olmasıyla ilgilenmiyorum. Çünkü bir şarkıyla deniyorsanız anlatmayı, anlatabilecekleriniz karşınızdakinin deneyimlediği ya da hayal edebildiği kadardır.” dedi.

Gökhan Dağıstanlı’nın ikinci kitabı 'Kimsesiz Şarkılar' raflarda yerini aldı!

Kitaptan kısa bir alıntı

Bir tabutta doğar insan ve asıl gözlerini kapatınca görmeye başlar. Son nefesi verince bırakır cayır cayır yanmayı. Toprakla bir olup yaşama karışır. Unuttuğu ne varsa hatırlar. Bu yüzden bir cenazede, ne yapacağını cesetten daha iyi bilen yoktur. Büyük bir hüznü katılımcıların omzuna yüklemiştir. Sadece uzanıp durmaktır orada işi. Ama geride kalanlar öyle mi? Çaresizliğin en üst noktasıdır bu. Hiçbir çabanın sonuç vermeyeceği bu hâl insana gücünün sınırlarını hatırlatır.

Yorumlar