Doğum kontrol hapı nasıl kullanılır 60 yıllık büyük hata!

Doğum kontrol hapı kullanımına 7 gün ara vermek meğer yanlış bir uygulamaymış. 60 yıldır kullanılan doğum kontrol haplarına meğer ara vermemek gerekiyormuş!

Doğum kontrol hapı nasıl kullanılır 60 yıllık büyük hata!

İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi-NHS'nin doğum kontrol haplarıyla ilgili yaptığı son açıklama şoke etti. Ayın 7 günü doğum kontrol haplarına ara veren kullanma düzeninin yanlış olduğunu açıklayan NHS, doğum kontrol haplarını ayın her günü alınması gerektiğini açıkladı.

Peki neden yıllardır doğum kontrol hapları ayın bazı günleri alınmıyordu? Bu sorunun yanıtı daha da şoke edici çıktı. Açıklamaya göre 7 gün ara kuralı Katolikler'in ilaca karşı çıkmasını engellemek için getirilmiş. Ancak ara verilerek kullanılan doğum kontrol hapının hamilelik riskini arttırdığı yeni görüşler arasında. İlacın daha etkili kullanımı için ara vermemek şart.

PAPA İLACI KABUL EDİNCE...

The Sunday Telegraph'ın haberine göre, Jinekolog John Rock  ilacı tasarladığında dönemin Papa'sı John'a ilacı önermesi çağrısında bulundu. İnsan yumurtasını test tüpünde dölleyen ilk bilim adamı olan Dr John Rock, devrimci doğum kontrol hapının geliştirilmesinde de anıtsal bir güçtü. Devrim niteliğinde ilacı 1960'ta onaylandı ve 1961'de İngiltere'ye tanıtıldı. Papa John'un ölümünden sonra ilacın kullanımıyla ilgili optimal bir düzenleme yapıldı ve yeni Papa ilacın kullanımına izin verdi. 

Bugün ise Papa'yı mutlu etmek için ilacın yıllardır yanlış kullandırıldığı tartışması başladı. 

DOĞUM KONTROL HAPLARI NASIL ÇALIŞIR?

Haplar, kadın cinsiyet hormonları östrojen ve progesteron içerir ve yumurtalıkların her ay yumurta salmasını önleyerek çalışır. Yani yumurtalar sperm tarafından döllenemez hale gelir. Hap genellikle üç hafta boyunca her gün alınır, daha sonra kadının bırakılmasını sağlamak için bir hafta boyunca durdurulur, çünkü bu dönemde rahim duvarında kalınlaşma olur. Doğru kullanıldığında hamile kalma riski yüzde 1'den azdır. Hapın kadınlarında kilo alımına neden olduğu yönündeki iddialara bugüne kadar kanıt bulunmadı. Son yıllarda kan pıhtılaşması ve rahim ağzı kanserine neden olduğu yönündeki iddialar da artmakta ancak bu risk çok düşüktür. 

Yorumlar