Myanmar gezi notları-1

Güneydoğu Asya'nın gizemli ülkesi Myanmar.... Nam-ı diğer Burma'dan gezi notları ve anıların ilk bölümü sizinle.

Armağan Karagöz

Myanmar...

Güneydoğu Asya’nın gizemli ülkesi; nam_ı diğer Burma.

Eski adıyla Burma, 1989 yılından beri Myanmar adını taşıyor. Askeri rejim tarafından adı değiştirilen Myanmar, adını ülkede yaşayan en büyük etnik grup olan “Myanma” dan alıyor.

Myanmar,  petrol, mermer, kalay, çinko, bakır, kurşun, kömür, kireçtaşı ve bunların yanı sıra pirinç ve deniz ürünlerine sahip bir ülke. Ancak tüm bu doğal zenginliklere karşın yine de dünyanın en fakir ülkeleri arasında!

Havaalanından çıktığım ilk anda, yoğun bir nem sarmalıyor, alışık olduğum bir nem değil bu, kalbim çarpıyor, çaktırmıyorum ama içten içe fena oluyorum. Eğer, böyle olacaksa, keşke diyorum, keşke gelmeseydim.

Çıkış işlemleri devam ederken, yavaş yavaş insanları izlemeye başlıyorum…

İlk anda erkeklerin kıyafetleri gözüme çarpıyor, sonradan öğreniyorum ki kadınların ve erkeklerin giydikleri geleneksel eteklerin Myanmar’daki adı   “longyi”. Erkeklerin longyi’si, önden düğüm atılarak, belden ayak bileğine kadar iniyor. Kadın longyi  ise belden içeri sokularak giyiliyor ve erkeklere göre çok renkli ve çiçekli desenlerden oluşuyor. Ayakkabı olarak parmak arası lastik terlik giyiliyor.

Armağan Karagöz myyanmar yazısı

Myanmar Armağan Karagöz

Fotoğraf: Cem Yamanel

Sonra kadın ve çocukların yüzlerindeki sarılık dikkatimi çekiyor. Aynı adlı ağaçtan yapıldığını öğrendiğim thanaka isimli sarı bir boya, hem kozmetik hem de cilt sağlığı için kullanılıyor.  Cildi serin tuttuğu için aynı zamanda güneş ışınlarına karşı güneş koruyucusu olarak da kullanılıyor.  2000 yılından fazla süredir ülke kadın ve çocuklarının bu kremi kullandığı tahmin ediliyor. Ağacın kabuk ve köklerinin öğütülmesi ile elde edilen toz, suyla karıştırılıp krem haline getiriliyor.

Armağan Karagöz yazıları

Fotoğraf: Cem Yamanel

Geleneksel kıyafet giymeyenler ise 1970’li yılların izlerini taşıyor. Zaman burada geriye akmış.

Rehberimiz alanda bizi karşılıyor,  dua eder gibi ellerini çene altında birleştirerek geleneksel selamı veriyor. Sonradan defalarca da şahit olacağım gibi, ülke geneline yayılmış bir içtenlik hemen fark ediliyor.

Alandan ayrılıyoruz, gezimiz başlıyor;

Shwedagon Pagodası; (Pagoda, Budistlerin dinî yapılarına verilen addır. Pagodalar çoğunlukla taştan, bazen tuğladan ve çok nadir olarak da ahşaptan yapılır)

Armağan Karagöz

Altın kaplı Budist tapınağı, fotoğraflarda gördüğümden daha güzel. Görüntüsü ile ilk anda şaşırtıyor. 2500 yıllık olduğu tahmin ediliyor, 99 metre yüksekliğindeki pagoda, değerli taşlarla bezenmiş bir minareye sahip, üzerinde bulunan 7000’ den fazla mücevherin en büyüğü 76 karatlık bir elmas! Efsaneye göre Buda’nın sekiz tel saçı burada saklı tutuluyor. Bu nedenle Budistler tarafından en kutsal yer olarak görülüyor. MÖ 528: Efsaneye göre, Trapusha ve Bhallika adındaki Okkala’lı (günümüzde Yangon) iki tüccar kardeş, Gautama'ya aydınlanmasından sonraki ilk yemeğini verir. Buda iki kardeşe saçından 8 tel verir; saç Burma’ya getirilmiş ve Shwedagon Pagodası’nda saklanmıştır. Bu nedenle Shwedagon Pagodası’nın bu tarihte yapıldığı söylenir.

Shwedagon Pagoda'da  bir iki fotoğraf çektikten sonra aşırı sıcaklık, uykusuzluk ve nem beni biraz sarsıyor. Pagodalarda genel kaide ayaklarınızı hatta çoraplarınız dahi çıkarmak zorundasınız.  Ayaklarım sıcaktan yanıyor. Bulduğum ilk gölgeye oturuyorum. İbadet eden, bazılarının elinde çiçek, bazılarının elinde çocuk, mum yakan, dua eden, huzur bulmaya gelen hareket halindeki insanları izliyorum. Gruptan arkadaşların, pagodanın önünde bir rahip çekmek için fırsat kollamalarını görüyorum, ama bu kalabalıkta, istedikleri gibi bir kadrajı yakalayabilirler mi bilemem? işleri çok zor…

Zaten gezinin devamında Budist rahipler, her kadrajda vazgeçilmez obje olarak karşımıza çıkıyor, bir yerden sonra sıkılıyorum.

Bagan vadisinde gün batımı ve gün doğumu.

9 ve 13. Yüzyıllar arasında ülkenin kurucularından sayılan Pagan Krallığının başkenti Bagan antik bir bölge.  Çok sayıda pagodaya ev sahipliği yapıyor. Zamanında 10.000’den fazla olduğu anlaşılan Budist tapınaklarından günümüze 2.200 kadarının kaldığı biliniyor.  Bagan’da kaldığımız iki gün boyunca çok sayıda tapınak ziyaretimiz de oluyor. 

Myanmar Armağan Karagöz

Wetkyi-In Gubyaukgyi tapınağına geldiğimiz ilk anda öküz arabaları ile gezinti yapan turistleri fark ediyoruz, devamında, faytonla gezen bir turisti görüntülemek için peşine takılıyoruz ve gruptan kopuyoruz.

İlerde bir evin bahçesinde çocuğunu emziren bir anne dikkatimizi çekiyor. Bizi görünce çocuğunu babaya teslim ederek, bize rehberlik ediyor. Tarlaların arasından yürüyerek Shwesandaw Pagodasında gün batımı için gelen turistlerin arasında hesapsızca kendimizi buluyoruz.

Bingo!

Gelmemiz gereken nokta burası değil! Bugünkü programda burası da yer almıyor, ama vakit var, kalalım diyoruz, kısıtlı zamana rağmen birkaç kare gün batımı fotoğrafı çekiyoruz. Gruba yetişmeliyiz, ama seyyar satıcı olduğunu öğrendiğimiz yol göstericimiz peşimizi bırakmıyor. Arkadaşım longyi  alıyor. Ben ertesi sabah gün doğumunda almak üzere söz veriyorum. Her yerde olduğu gibi burada da turistler nimet 20 USD’den başlanan pazarlık 5 USD ile sonuçlanıyor. Gruba yetişmeliyiz, kadının gösterdiği kestirme yolun yer aldığı tarladaki ısırgan otlarına basa basa tabana kuvvet koşuyoruz.

Myanmar gün doğumu

Ertesi gün, aynı yere gün doğumu için geliyoruz. Karanlıkta gelen birkaç gruptan biriyiz. Yol göstericimiz akşam verdiğim sözü unutmamış, karanlığa rağmen beni buluyor, ayakkabılarımı teslim ederek uzaklaşıyorum. Ana kural olarak, tapınaklara ayakkabı ile giremezsiniz. Yerlerimizi alıyoruz, gelenlerin sayısı hızla artıyor. Bulunduğumuz yeri korumaya çalışıyoruz.

Myanmar fotoğrafları

Güneş yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyor. Birden toplu halde, bir şaşkınlık ve sevinç sesleri geliyor, kafamızı çevirdiğimizde balonların havalandığını görüyoruz. Hızla sayıları artarken deklanşör sesleri de art arda geliyor. Zaman ilerliyor, güneş doğuyor ve artık ayrılma zamanı. Satıcı ile yeniden bir Türk pazarlığı yapıyorum, sevdim ben bu yol göstericimi. Ve bir longyi  almadığım için halen üzülürüm. Bazen gereksiz yere cimriliğim tutuyor.

Ah bu ben yok mu bu ben!

Myanmar

 Myanmar

 Myanmar

Myanmar

 

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar 2 yorum