Norveç’te bulunan Preikestolen ya da diğer adı ile Pulpit Rock!

Norveç'teki Preikestolen bu haftaki yazımıza konu oldu. Pulpit Rock adıyla da bilinen Preikestolen'da neler yapılır, nasıl gezilir işte yol haritamız...

Armağan Karagöz

Preikestolen Uçurumu, Stavanger Havalimanı’na araba ile yaklaşık iki saat uzaklıkta Rogaland ilçesinde yer almaktadır. CNN Go ve Lonely Planet tarafından, dünyanın en muhteşem manzara izleme noktası olarak gösterilen uçurum, 604 metre yüksekliğindedir ve yaklaşık 25*25 büyüklüğündeki kayalık alanında, Lyse Fiyordu’nun (Lysefjord) tüm güzelliği izlenmektedir.

Jeolejik oluşumu hakkında uzmanlarca, tahminen 10 bin yıl önce, buzul çağında oluştuğu, buzuldan çıkan ve dağdaki yarıklarda donan suların, sonunda buzullarla birlikte, devasa kaya bloklarını parçaladığı tahmin edilmektedir. Ayrıca, tepeden bakıldığında, yarık halinde, kolaylıkla görünen çatlakların, bir gün düşeceği öngörülmekle birlikte, yapılan incelemelerde, yakın bir gelecekte gerçekleşmeyeceği için jeolaglarca, platonun güvenliği teyit edilmektedir. Gidiş geliş toplam mesafe 7.6 km süren yol, kişinin yürüme performansına göre, 4 ile 5 saat arasında tamamlanmaktadır.

Günümüzde, Norveç’in en çok ziyaret edilen yerleri arasında, Preikestolen Uçurumu da yer almaktadır.

Bu genel bilgilerden sonra, kısaca kendi deneyimlerimi aktarmam gerekirse, Biz, farklı tarihlerde, üç kez bu noktada yürüyüş yaptık, bu nedenle, burada yer alan fotoğraflar üç gezinin karmasıdır. Bir defasında; öğleden sonra bölgeye arabayla ulaştığımız için yarım günü kapsayacak şekilde yürüdük. Diğeri, aynı gün içinde, İstanbul_Oslo_Stavanger uçak yolculuğu sonrası, akşam saatlerinde bölgeye ulaştığımız noktada, gece yaklaşık 24.00 gibi yürüyüşü tamamladık. Mayıs sonunda planladığımız gezide, karanlık basmadan, gece güneşinden faydanlandık. İlk yürüyüşümüz ise Bergen’den bu noktaya olan 350 km. yolu aynı günde gidip dönerek tamamladık ki yaklaşık 20 saatten fazla sürdü.

Stavanger Havaalanı’ndan bölgeye iki şekilde gelinmektedir, Feribot ile Tau üzerinden veya Lauvvik Oannes feribotu sonrasında ulaşım sağlanmaktadır. Kiraladığımız aracımızla ulaşım sağladığımız için, çok fazla ayrıntı vermeden değinmem gerekirse, gitmeden, maps.me ve google maps bölge haritalarını telefona kaydettiğimiz için, internet bağlantısı olmadan, gerek feribot ulaşımında, gerekse yol güzergahında zorlanmadan hedefimize ulaştık. Ayrıca, yönlendirici tabelalar, yol üzerinde sıklıkla karşınıza çıkmaktadır. Ulaşımda tek sıkıntı feribot saatleri ve olası feribotu kaçırma durumları olacaktır. Harita kullanımında deneyiminiz olduğu sürece, rahatlıkla bölgeye ulaşılmaktadır, ancak ara sıra yol kaçırmaların işin doğasında olduğu da unutulmamalıdır. Yol, yer yer engebeli, kayalık, taşlı ve topraktır ve öncesinde, doğada yürüyüş deneyiminiz varsa, seyir noktasına varış, bana göre zorlu değildir, ancak, bayır çıkışları, benim gibi korkulu rüyanızsa, karar verirken dikkate alınması gereken bir ayrıntıdır.

Tırmanış boyunca, yol üzerinde kırmızı boyalı “T” işaretleri kolaylıkla yolunuzu bulmanızı sağlayacaktır.

Yol üzerinde, herhangi bir ihtiyacınızı giderecek tesis yoktur. Bazen, yol üzerinde çadır konaklama dışında, aşağıda fotoğrafta görülen küçük göletlere girenleri de görmeniz mümkündür.

Değişik zamanlarda çıktığımız için yol koşullarının aşırı kar dışında her halini gördüğümü söyleyebilirim, bu nedenle, kıyafetler hakkında da kısaca deneyimimi aktarmam gerekirse, her şeyden önce ayakkabılarınızın, kaygan zeminde kaymayacak şekilde, bilekten korumalı olması faydalı olacaktır. Eriyen kar ya da yağmur nedeniyle, çamur, ıslak ve kaygan zeminde yürüme olasılığınız çok fazladır. Ancak, olumlu hava şartlarında, isteğe göre normal yürüyüş ayakkabısı yeterli olabilir. Yol boyunca, bazı insanların ayaklarında sandalet dahi gördüğümü not etsem de kesinlikle tavsiye etmediğimi yazabilirim.

Üzerinizde bulunan kıyafet, eğer gereksiz kalın olursa, bir müddet sonra size sıcak gelecektir, bu nedenle, tepede üşümenizi engelleyecek, ancak yürürken de sizi terletmeyecek ya da çıkardığınızda rahatlıkla taşıyabileceğiniz türden giysiler olması faydalı olacaktır. Yağmurluk bence yanınızda olmalıdır, çünkü hava koşulları her an değişmektedir. En çok üşüyen yerlerden birisi boyun ve başınız olacaktır en azından benim öyle oldu, buff ve benzeri kıyafetlerin yanınızda bulunması da faydalıdır. Yürüyüş sırasında, yanınızda çerez, su ve yiyecek olması da sağlıklıdır. Bölgede, yürüme için rehberlik hizmeti veren yerler olsa da başlangıç noktası bulunduğunda, bana göre rehbere ihtiyaç bulunmamaktadır. Çünkü, doğada yürüyüş deneyiminiz varsa dikkatli bir şekilde taşa, ağaca çizilmiş ya da plaka şeklinde kalan mesafeyi gösterir levhaları takip etmeniz yeterlidir. Taş ve ağaçlar üzerine kırmızı boya ile yazılı “T” harfi sayesinde neredeyse rotadan çıkmanız pek mümkün değildir.

Burası son yıllarda gerek yürüyüş, gerekse fotoğraf severler için oldukça popüler yerler arasındadır ve gelen çok sayıda ziyaretçi nedeniyle, mevsim ve saatine göre kalabalıktır. Eğer ki kalabalık endişeniz varsa, sabahın erken saatlerinde ya da mevsimine göre gezinin planlaması faydalıdır. Biz, iki ayrı yürümemizde, birisi hava koşulları nedeniyle, bir diğeri de gece güneşinde yürüyor olmamız nedeniyle çevrede sayılı kişiler vardı, buna karşın, ilk gittiğimiz Ekim ayında, ortam kalabalıktı belki ama şansımıza hava şartları çok güzel olduğu için manzara seyri diğerlerine göre daha güzeldi.

Zirveye yakın noktalarda ya da kaya üzerindeki düzlük alanda çadır kuran kişiler olduğu gibi bölgeye çok yakın yerlerde kamp alanları mevcuttur. Biz kiraladığımız evlerde kaldığımız için detay araştırma yapmadığımdan ayrıntı veremiyorum. Yürümek için uygun sezon Nisan ve Ekim arasıdır. Planlama yapılırken, yoğun kar altında, yönlendirici işaretlerin silinmiş, kapanmış olma riskini de unutmamak gerekir. Ayrıca, havanın kapalı olma riski de manzaranın güzelliğine gölge vuracaktır ki Nisan ayında yaptığımız 2. gezimizde soğuk ve rüzgar nedeniyle manzaranın tadına varamadan döndüğümüzü yazabilirim. Burası, yürüyüş rotası olarak zorlu tanımlanmaktadır, ancak, kendi adıma, Nisan sonunda erimekte olan karlı halindeki yürüyüş dışında çok zorlanmadım. Yol boyunca, taşlı, kayalık ve dik tırmanışları içeren alanlarda yürümek zaman zaman yıpratıcı olsa da çocuklar ve bebekli ailelerinde yürüyüş yaptıklarını söyleyebilirim. Ayrıca, 604 mt. yüksekliğindeki seyir noktasına varılıp, Lyse Fiyordu’nun nefes kesen manzarası görüldüğünde, tüm yorgunluğun gittiğini de not edebilirim.

Eğer ki yükseklik korkunuz varsa, siz uzaktan bakarken, bazı macera sever kişilerin uç noktalara kadar gidip, fotoğraf çektirdiğini görebilir ve hatta şansınız varsa, gerçek akrobatları izleyebilirsiniz. Benim şansıma, tepeye biraz geç çıktığım için aşağıda yer alan görüntünün ancak son anlarına yetişebildim. (*)

Diğer yandan, uç noktalarda görüntü alan arkadaşların hareketlerini izlemesi ,zevkli olmakla beraber bana göre gereksiz tehlikelidir.

Tepe noktası her çıktığımda aşırı rüzgarlıydı. Nisan ayında çıktığımız ve bu fotoğrafın çekildiği anlarda tepede fazla kalamamıştık.

Gitmeden önce programınıza aldıysanız ve bizim gibi sadece, bu yürüyüş için bölgeye geldiyseniz, yürüme kararında, hava koşullarının da bir faktör olduğu unutulmamalıdır. Örneğin, biz, Nisan ayında, şartları zorlayarak, tepe noktasına çıktığımızda, zaman zaman kendini hissettiren yağmur ve aşırı rüzgar nedeniyle, çok fazla zaman geçiremeden hemen geri dönmek durumunda kalmıştık. Tırmanma alanına giriş ücreti bulunmamaktadır, sadece otopark ücreti ödenmektedir, ancak otopark alanı fazla büyük değildir ve yola üzerine park etmek mümkün değildir. Yolculuk boyunca yürüme alanları bilinçli olarak koruma altına alınmış, düzenleme yapılmamış ve doğal ortam bozulmamıştır. Bu nedenle, yürüme kararı alınırken göz önünde bulunması gereken bir ayrıntıdır.

Aşağıda yer alan fotoğraf, Mayıs ayındaki gezimiz sırasında, akşamın ilerleyen saatlerinde, gece güneşinden yararlanılarak çekilmiştir. Fotoğrafın çekildiği anlarda, bizim dışımızda, burada çadır kurarak, akrobatik gösteri yapan ekip bulunduğundan, görüntü yalnız ben ve arkadaşlarıma aittir.

(**)

(*) Fotoğraf; Can Yalçın tarafından çekilmiştir.

(**) Fotoğraf; Nadir Özsoy tarafından çekilmiştir.

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar